Kıyamet kapımızda! Tarih verildi: 2035
23.08.2021
1.019 Kişi Okumuş
0 Yorum
Uzmanlara göre küresel ısınma yüzünden dünya genelinde ekolojik bir yıkım yaşanıyor. Türkiye ise hem küresel sıcaklık artışı, hem kuraklık, hem yangın riski, hem de ekstrem doğa olaylarından en çok nasibini alacak ülkelerin başında gösteriliyor…
Türkiye’nin cennet köşelerini küle çeviren yangın felaketi, dünyanın farklı yerlerindeki orman ve yerleşim yerlerini de yok ediyor. Özellikle son 10 yılda, dünya genelinde her yıl artan sıcaklık değerleri başta yangınlar olmak üzere, kuraklık, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortumlar, kasırgalar ve ekstrem doğa olaylarını tetiklemiş durumda. Hızlı nüfus artışı, yüksek miktarda sera gazı salımı, betonlaşma ve karbondioksit gazındaki artış, atmosferin ısı dengesini olumsuz etkilerken, binlerce yıldır var olan dengeleri de altüst etti. Öyle ki, dünya genelinde adeta ekolojik yıkım yaşandığı, bu alanda çalışan tüm uzmanların ortak görüşü.
YOLUN SONU MU?
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre doğal afetler karşısında birçok kişi “Artık yolun sonuna mı geldik?” sorusunu yöneltirken, durumun vahameti, uzmanların hazırladıkları raporlarda açıkça ortaya konuluyor. Türkiye ise bulunduğu coğrafi konum nedeniyle hem küresel sıcaklık artışı, hem kuraklık, hem yangın riski, hem de ekstrem doğa olaylarından en çok nasibini alacak ülkelerin başında gösterilirken, bir yandan da doğal kaynaklar hızla kirleniyor.
Yaşanan son yangın felaketi herkeste büyük endişelere neden olurken, küresel önlemler alınmadığı takdirde asıl felaketlerin 2030’dan sonra gezegenin kapısını çalacağı belirtiliyor. Türkiye’nin Akdeniz ikliminden, yarı kurak iklime geçiş yaptığını ısrarla vurgulayan uzmanların ortak görüşü ise aynı: “Kıyamet kapımızda”…
Dünyanın dört bir yanındaki ormanlardan yükselen alevler insanlığın kabusu haline geldi. Doğu Akdeniz havzasında bulunan Türkiye, iki haftalık süreçte yangın felaketiyle sarsılırken, benzer durum ABD, Rusya, Yunanistan başta olmak üzere neredeyse her ülkede yaşanıyor. Gezegenin farklı köşelerinden yükselen dumanların yanı sıra, ekstrem hava olayları artık endişe veren boyutlara ulaştı.
Belki de yaşanan kabusu en doğru özetleyen isimlerden biri Manavgat’ın Ahmetler köyünden 54 yaşındaki Duran Öz. Felaketi bizzat yaşayan Öz, “Bizim köylerde geçmişte böylesi sıcaklar olmazdı. Bahçelerimizde domastesler yetişir, kamyon dolusu domates toplardık. Sıcaktan domates bile yetişmez oldu” diyor. Yaz yağmurlarının da bölgeyi terk ettiğini de üzülerek anlatan Öz, yaşanan süreci, “18 metreden su çekerdik, şimdi 100 metreden zor su alıyoruz. Sıcaklık böyle artarak devam ederse, insanlar 10-15 yıl sonra göç etmek zorunda kalır. Manavgat, Antalya’nın sulak yeri olmasına rağmen tarımcılık bitmek üzere” sözleriyle özetliyor.
KORKUTAN RAPOR
İklim bilimciler ise son 10 yıldır her fırsatta ekolojik dengenin altüst olmak üzere olduğu uyarısında bulunurken, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin açıkladığı 3 bin sayfalık son raporunda da bu duruma dikkat çekiliyor.
Raporda, iklim krizinin her yerde ve daha önce hiç görülmemiş düzeyde kötüleştiği ifade edilirken, küresel sıcaklık artışının 1.5 dereceyle sınırlandırılması gerektiği, ülkelerin sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar sonlandırması ısrarla vurgulanıyor. Raporda ayrıca iklim değişikliğinin insan ürünü olduğu belirtilirken, “Önümüzdeki dönemde tropik fırtınalar, yağmur ve kar yağışları artacak, bugüne kıyasla 1.7 kat daha fazla kuraklık yaşanacak. Yangınlar daha yoğun ve uzun sürecek” uyarıları sıralanıyor.
TÜRKİYE UYARISI
Uzmanlara göre Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle ekolojik tahribatın etkisini en çok hisseden ülkelerin başında geliyor. Hatta ekolojik kıyametin kapıyı çalacağı ilk ülke olarak Türkiye gösteriliyor. Öyle ki, Türkiye’nin 1985-2035 yılları arasındaki ilkim ve sıcaklık kıyaslama modellerinde yaz ayları için ortama 2.5 derece sıcaklık artışı öngörülüyor.
YORUMLAR